Yıl 2023… Yeniden bir seçim sürecine girdi ülkemiz. Demokrasinin gereği olarak seçmen, tercih davranışı ile karşı karşıya. Acaba seçmen davranışı nasıl şekillenir ve tercihi etkileyen temel faktörler nelerdir? Bir lideri, partiyi ya da imajı tercih etmemizi sağlayan sebepler nelerdir?
Tercih basit bir ifadeyle seçenekler arasından birine “evet” demektir. Arkadaşlarla sohbet ortamında çay ya da kahve seçeneklerinden hoşumuza giden birini, kıyafet alırken model ve renk olarak bize yakışacağını düşündüğümüzü tercih ederiz. Üniversite tercihinde bulunan öğrenci, daha başarılı olacağına inandığı bölümü, evlilik sürecine giren genç, birlikte ömür yaşayabileceğini düşündüğü kişiyi tercih eder. Günlük yaşamımızdan hayatımızın tamamını etkileyen kararlara kadar sürekli olarak tercih davranışıyla iç içeyiz.
Sosyal bir varlık olan insan tüm karar süreçlerinde yalnız değildir. Böylece tercihimiz kendi irademiz ve dışarıdan gelen etkilerle şekillenir. Arkadaşların tamamı çay demişse gönlümüzden geçen kahveden, eşimiz lacivert rengi bize yakıştırmışsa siyah renkten vazgeçebiliyoruz mesela. Benzer biçimde üniversite tercihinde arkadaşlarımızdan, evlilik tercihinde ailemizden etkileniriz.
Günümüzde bir davranış olarak tercihi etkileyen asıl konu, bireyin maruz kaldığı dış etkenlerin, kendi hür iradesini gölgede bırakacak düzeye erişmesidir. Sebep ne olursa olsun hür iradeye dayanan tercih yerine baskı gruplarının kitle iletişim araçlarıyla arzu ettiği tercihlerin öne çıkması, kararın objektifliğine zarar verebilmektedir. Zira “evet” dediğimiz tercihin dışındakilere “hayır” demiş oluyoruz ve çoğu zaman dış etkilerden dolayı yaptığımız seçimlerin sonuçlarına bireysel olarak katlanıyoruz.
DEMOKRASİ
Siyasal tercih sürecindeki seçmen davranışı için de benzer durum geçerlidir lakin baskı grupları çok daha fazladır. Siyasal tercih, Antik Yunan kent devletlerinden günümüze kadar çeşitli evreler geçirse de demokrasinin kök değerlerindendir. Modern toplumların yakın zamanda ulaştıkları bir yönetim şekli gibi görünen demokrasinin tarihi çok eskilere dayanır(1). 2500 yıl önce Antik Yunan’da halk anlamına gelen “demos” ile iktidar ve yönetmek anlamlarına gelen “kratein” kelimelerinden oluşan demokrasi, halkın kendisini yönetmesi şeklinde özetlenebilir. Belirli aralıklarla kendisini yönetecekleri, hür iradesiyle tercih eden seçmen, kamu denetiminin halk tarafından yapılmasını sağlar.
Doğal kaynakların azaldığı, yeni kaynaklara ulaşma arayışının hızlandığı günümüzde toplumu yönetme iradesini ve otoriteyi elinde bulundurmaya yönelik çabalar da çoğalmış ve çeşitlenmiştir. Dolayısıyla seçmen davranışını etkileyen faktörler, sadece siyasetin değil sosyoloji ve psikolojinin de asli konuları arasında yer almıştır.
Konuyla ilgili çeşitli alan araştırmalarının(2) sonuçlarına göre seçmen davranışını şekillendiren üç temel etken kümesi dikkati çekmiştir. Birinci kümede; yaş, cinsiyet, medeni hal, eğitim düzeyi, meslek gibi demografik özellikler; ikinci kümede ailenin yapısı, kültür, inanç, gelenek, siyasi görüş; üçüncü kümede ise ekonomik düzey ve maddi ihtiyaçlar yer almaktadır. Görüldüğü üzere sahip olduğumuz görünen maddi veriler ile görünmeyen sosyal ve duygusal değerler, seçmen davranışında belirleyici oluyor.
EKONOMİ Mİ AİDİYET Mİ?
Araştırmaların asıl odak noktası bu üç kümeden hangisinin seçmen davranışında daha etkili olduğudur. Seçmen davranışının şekillenmesinde; yetişme sürecinde aile, kültür, inanç gibi sosyal ve duygusal etkenlerle oluşan siyasal kimliğin, demografik ve ekonomik özelliklerden daha belirleyici olduğu görülmüştür. Diğer bir ifade ile bireyin yetişme biçimi, aile kültürü, siyasal kimliği ve ideolojik bağlılığı, sahip olduğu maddi değerlere ve ekonomik ihtiyaçlarına göre seçmen davranışında daha belirleyici olmaktadır.
Genel olarak dünyada orta yaş ve üzerinde olanlar ve doğu toplumlarında ait olmaya ilişkin sosyal psikolojik etkenlerin, gençlerde ve batı toplumlarında ise bireyselliğin ve maddi faydanın seçmen davranışında etkili olduğu diğer önemli bir sonuçtur. Seçmen davranışında radyo, basılı gazete, televizyon gibi klasik medya araçları yerine sosyal medya ve çeşitli dijital alanların daha etkili olduğu da belirlenmiştir.
Dikkat çeken diğer bir nokta ise seçmenin tercih sürecinde daha çok maddi verilerin öne çıkarıldığı, tartışıldığı ancak nihai kararda aidiyet duygusunun öne çıktığıdır.
Seçmen davranışının şekillenmesinde hedef kitle üzerinde oluşturulan imajların özellikle gençlerde ve kararsızlarda etkili olduğu anlaşılmaktadır. Hatta seçim süreçlerinde çok yönlü imaj çalışmalarıyla algıların ve seçmen davranışının yönetilebildiği ve imajların gerçekleri örtebildiği örnekler de az değildir. (Devam edeceğiz)
(1) D. Dursun (2016). Siyaset Bilimi. İstanbul: Beta Yayım Dağıtım A.Ş.
(2) O. Taydaş (2021). Seçmenlerin Oy Tercihlerinin Belirlenmesinde Etkili Faktörler ve Aday İmajının Bu Süreçteki Etkisi: 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri Sivas Örneği. Erciyes İletişim Dergisi | Ocak/January 2021 Cilt/Volume 8, Sayı/Issue 1, 129-152.