KURUM KÜLTÜRÜ, KURUM KİMLİĞİ VE KURUMSAL İMAJ NEDEN ÖNEMLİDİR?
Kurum kültürü ya da organizasyon kültürü, yönetim bilimi alanında yıldızı giderek parlayan kavramlar arasında yer alıyor. Ancak bu kavramın farklı bir tarafı var; diğer bazı popüler kavramlar gibi her şeyi açıklamak için kullanılmamasına rağmen önemini ve önceliğini koruyor. Kültür, en genel tanımıyla “kişi, kurum veya toplumun yaşam biçimi” olarak tarif ediliyor.
Kişinin doğuştan getirdiği bireysel kişilik özellikleri, temel eğilimleri, yatkınlıkları, gelişim grafiği, yetişme veya yetiştirilme şekli, alışkanlıkları, içinde yer aldığı çevrenin insan ilişkileri, ortak geçmiş yaşantılar, dünya görüşü ve benzerleri; kişinin yaşam biçimini etkileyen başlıca özelliklerdir. Aynı özellikler bir kurum ve toplum için de geçerlidir. Birey kadar, kurumların ve toplumların da bir habitatı vardır. Şu hâlde insanı diğerlerinden ayıran bir kavram olarak kişisel kültür, aynı biçimde bir kurumu diğerlerinden ayıran kurumsal kültür ve toplumu diğer toplumlardan ayıran toplumsal kültürden söz etmek mümkündür. Esasında burada temelde yer alan, kişi ve kişisel kültürdür.
KURUM KÜLTÜRÜ, KURUM ÇALIŞANLARININ YANSIMASIDIR
Her şeyden önce kurum kültürünün, kurumu oluşturan kişilerin kişiliklerinin ortak yansıması olduğu unutulmamalıdır. Kurum kültürü; kuruluşu o kurum yapan, diğerlerinden ayrı bir kurum yapan tarihçesinden günlük alışkanlıklarına kadarki tüm özellikleri kapsar. Gerçekten de aynı sektörde olan, aynı büyüklükteki hatta benzer bir tarihi geçmişe sahip kuruluşların bile birbirlerinden farklı oldukları hemen görülebilir. Bu farkı; kurumun kapısındaki güvenlik görevlisinin davranışlarından, kurum santralinin ilk mesajından, kurumdaki büro ve oturma düzeninden, yöneticiler arasındaki hiyerarşiden, tepe yöneticilerin odalarındaki farklılıklara ve davranışlarına kadar birçok noktada görmek mümkündür. Yöneticilerin odasında kullandıkları çöp sepetlerinin farklılığı gibi ayrıntılar bile kurum kültürünün ipuçlarını ve gündelik alışkanlıklarını ortaya koyar niteliktedir. Kurum kültürü, o kurumu diğerlerinden ayıran tarihçesinden bugününe kadarki gelişimini, ayrıcalıklarını kısacası yaşam biçimini ortaya koyan genel bir kavramdır.
Kurum kültürü, çoğu zaman kurum kimliği ve kurum imajı ile karıştırılabilmektedir. Oysaki bunlar farklı kavramlardır. Aralarındaki fark ayırt edilmediği için de kurum kültüründe ya da kimliğinde, aslında mümkün olmayacak yapay değişikliklere gidilmekte ve doğal olarak başarısızlıklar ortaya çıkmaktadır. Kurum kimliği en genel ve yalın ifadeyle, kurumun kendisini ifade etme biçimidir. Kurumun imajı ise kurumun dışarıdan algılanış biçimidir. Bu üç kavram aslında iç içe geçmiştir.
Temelde kurumun kendi yaşam tarzının yer aldığı kültür, orta katmanda yer alan kimlik, kurumu mevcut hâli ile tanımlamak için kullanılan temel veriler; en üstte de yer alan imaj ise bu yapının gerek iç müşteriler gerekse dış müşteriler tarafından nasıl algılandığını gösterir. Bir benzetme ile söylemek gerekirse kurumun tarihçesi, günlük alışkanlıkları, değerleri, organizasyon modeli, hâkim olan insan ilişkileri kurum kültürünü oluştururken; bu kurumu tanımlamak için kullanılan büyüklük, kuruluş şekli, ortak ve çalışan sayısı, cirosu, pazar payı vb. tanımlayıcı bilgiler kurumun kimliğini; kurum çalışanları veya dışarıdan üçüncü şahısların söz konusu kurum hakkındaki ortak izlenimleri de (örneğin köklü bir kuruluş, dürüst bir kuruluş vb. değerlendirmeler) kurumun imajını oluşturur.
DEĞİŞİM YA DA İYİLEŞTİRME BAŞARISI, KURUMU İYİ TANIMAYA BAĞLIDIR
Kurum yöneticileri öncelikle kendi kurumlarının kültürünü, kimliğini ve imajını bilmek durumundadırlar. Maalesef bu temel özelliklerinin farkında olmadan organizasyonlarında köklü yeniden yapılanma çalışmaları başlatan kurumlar az değildir. Bu durum, yeteneklerini, isteklerini, eğilimlerini bilmediğimiz bir lise son sınıf öğrencisi için üniversite tercihi yapmaya benzer ki hüsrana uğrama ihtimali yüksektir. Öncelikle elimizdeki organizasyonu, üyesi olduğumuz yapıyı bilmemiz ve tanımlayabilmemiz gerekir. Bir anlamda, elimizdeki malzemeyi ve özelliklerini tanımladıktan sonra onun üzerinde işlem yapabiliriz.
Bu temel tespitin yapılmaması, çok önemli sorunları gündeme getirebiliyor. Bunlardan en önemlisi, değişime dirençtir. Malzemenin yapısına uygun olmayan işlemler; malzemede beklenmeyen, istenmeyen reaksiyonlar oluşturur. Üstelik de bu reaksiyon doğal, sizin işleminiz yapaydır. Yönetim organizasyon, yeniden yapılanma, değişme, gelişme ve benzeri gerekçelerle; özellikle kuruma yeni katılan yöneticilerin yaptıkları çalışmaların, kurumu mevcut durumdan daha kötüye götürdüğünün örnekleri giderek artıyor.
Organizasyonda yapılacak iyileştirme çalışmaları, bu çalışmaları yapan kişi ya da kişilerin zihinlerindeki modele endeksli olması; başarı için yeterli olmuyor. Kurumu kurum yapan temel ayrıcalıkları, eğilimleri, çalışanları, rengi; değerlerinden habersiz olan geliştirme çalışmalarının başarı şansı azdır. Kurum kültürünün ve kimliğinin belirlenmesi, günümüz yönetim bilimcileri için yepyeni bir çalışma alanı olarak giderek önem kazanmaktadır. Organizasyonun mevcut kültürü, kimliği ve imajı hakkında genel verilerin belirlenmesi konusunda; geliştirilen ve uluslararası geçerliği olan araştırmalar ve bu alanda kullanılan ölçekler de giderek yayılmaktadır.
Organizasyon kültürünün temel göstergeleri arasında; organizasyonun yapısı, iletişim süreci, genel insan ilişkileri ve insan kaynakları yönetimi gibi temel unsurlar gelir. Bu öncelikler arasında, kurumun işlev konusu ile ilgili özelliklerin yer almamasına ve kurumsal özelliklerin vurgulanmış olmasına özellikle dikkat edilmelidir. Diğer yandan kurumsal kimliğin belirginleşip yerleşmesinde ortaya çıkan temel kriterler ise tutarlılık, kişilik ve sektördeki konumdur.
Sonuç olarak, kurumun öncelikle kendisini tanıması gereklidir. Tıpkı; insanın hayatta başarılı olabilmesi için kendi özelliklerini çok iyi bilmesi, kendisini tanıması gerektiği gibi… Bunun için kurumun organizasyon yapısı, iletişim süreci, insan ilişkileri ve insan kaynakları yönetimini gözden geçirmesi; kurum olarak tutarlılığını, kişiliğini ve sektördeki yerini bilmesi gereklidir. Bu bilgilerden, yani kurumun kültürü, kurum kimliği ve kurum imajından objektif kriterler ışığında habersiz olarak yapılacak çalışmaların başarı şansı düşük olacaktır.